Her Gün Yeni Bir Vizyon: Hande Doğantekin ile İlham Veren Bir Yolculuk

Hande Doğantekin, iş dünyasında cesur adımları ve yenilikçi vizyonuyla fark yaratan bir lider. Kariyerinin başından itibaren kendini geliştirmeye odaklanan Doğantekin, ticaretle iç içe büyümenin avantajlarını stratejik bir bakış açısıyla birleştirerek hem kişisel hem de profesyonel anlamda güçlü bir dönüşüm gerçekleştirdi. Brandeyes Optik’in başarısının ardındaki isim olarak, dijitalleşme ve markalaşma süreçlerinde sektöre öncülük eden Doğantekin, her yeni projeyi bir tutku ve meydan okuma olarak görüyor. Bu röportajda, kariyer yolculuğundan liderlik anlayışına, ilham kaynaklarından markalaşma stratejilerine kadar birçok konuda ilham verici bir perspektif sunuyor.
Kariyerinizin en başına dönersek, iş hayatına atıldığınız andan bu yana hangi açılardan değişip geliştiniz sizce?
Kariyerimin başında, kendini geliştirmeye istekli, enerjik ve karşısına çıkan her fırsatı değerlendirmeye çalışan biriydim. Ticaret yapan bir ailede büyümek iş dünyasının dinamiklerini erken yaşta kavramama yardımcı oldu. Ancak o zamanki Hande, daha çok deneme yanılma yoluyla öğreniyordu. Bugün ise deneyimle birlikte daha stratejik düşünen, büyük resmi görebilen ve kararlarını daha bilinçli bir şekilde alan birine dönüştüm. Bu evrim, sadece iş hayatında değil kişisel olarak da beni daha güçlü ve kararlı bir insan yaptı. Her adımda öğrendiklerim, bugün olduğum kişiyi inşa etti.
Brandeyes, büyük bir grubun içinden doğan bir marka. Böyle bir oluşuma gitme fikri nasıl doğdu? Neden gerekli olduğunu düşündünüz?
Brandeyes Optik, aslında Doğan Optik’in yıllar içinde biriktirdiği deneyim ve vizyonun bir yansıması. Sektördeki değişen dinamikleri ve dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu fark ettiğimizde, bu dönüşümü başlatmamız gerektiğini anladık. Optik sektörü gibi geleneksel bir alanda dijitalleşme kolay bir süreç değil. Ancak biz müşterilerimize mağazalarımızda sunduğumuz deneyimi dijital platformlara taşımayı hedefledik. Bu sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda sektörde fark yaratmak için bir fırsattı. Bugün Brandeyes’in başarısı bu vizyonun ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyor. Dijitalleşme sürecimiz, markamız için yalnızca bir satış kanalı oluşturmanın ötesinde, geleceğimizi inşa eden ve vizyonumuzu ileriye taşıyan bir strateji haline geldi.
Bugün dünyanın birçok önemli markasını bünyenizde barındırdığınız gibi kendi markanızı da yarattınız. Yeni bir proje geliştirmeye sizi iten unsurlar neler oluyor?
Yeni projeler geliştirmek benim için sadece bir iş değil, bir tutku. Dünyaca ünlü markaları temsil etmek büyük bir sorumluluk ve gurur kaynağı. Fakat kendi markalarımızı yaratmak, bizi gerçekten farklılaştıran şey oldu. Hermossa, Blancia Milano ve Despada markalarımız, sadece birer ürün değil, aynı zamanda birer vizyonun yansıması. Yeni bir proje geliştirirken beni en çok motive eden ise sınırları aşma cesareti göstermek ve sektörde daha önce yapılmamış bir fikri gerçeğe dönüştürme heyecanı… Her yeni proje, hem markamızı hem de bizi bir adım ileri taşıyan bir meydan okuma. Bu süreçte sadece sektörde değil, müşterilerimizin hayatlarında da bir fark yaratmayı hedefliyoruz.
İşinizin en sevdiğiniz yönü nedir?
İşimde en sevdiğim şey, bir fikrin gerçeğe dönüşme sürecine tanıklık etmek. Bir ürünün tasarım aşamasından üretimine, oradan da müşterilerimizin hayatlarına dokunmasına kadar geçen her adım, benim için büyüleyici bir yolculuk. Bu süreçte aldığımız olumlu geri dönüşler, yaptığımız işin sadece bir ürün yaratmaktan ibaret olmadığını, aynı zamanda bir değer sunduğunu gösteriyor. İnsanların hayat- larına dokunan, onları heyecanlandıran ve günlük yaşamla- nını güzelleştiren bir şeyler yapabilmek, işime olan tutkumun en büyük kaynağı. Her gün, daha iyisini yapma arzusuyla çalışıyorum ve bu beni her zaman ileriye taşıyor.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Her günüm, bir şeyleri daha iyi hale getirmek için bir fırsat olarak başlıyor. Sabahları, üzerinde çalıştığımız projelere ve hedeflerimize odaklanarak büyük resme bakmaya çalışıyorum. Gün boyunca sadece işleri yürütmekle kalmıyor, aynı zamanda geleceği şekillendirecek fikirler üzerinde çalışıyorum. Yeni sezon ürünlerinin hazırlık süreci, fuarlar ve mağaza ziyaretleri gibi yoğunluklar, işimin doğal bir parçası. Ancak benim için asıl önemli olan her gün yaptığım işin bir fark yaratıp yaratmadığını sorgulamak. Müşterilerimizin hayatlarına dokunan, onları heyecanlandıran ve değer katan bir şeyler yapabildiğimizi hissettiğimde, o gün gerçekten anlam kazanıyor. Yoğunluk benim için bir yük değil, aksine tutkumu besleyen bir motivasyon kaynağı.
Dijitalleşme markanızın gelişiminde nasıl bir rol oynadı?
Dijitalleşme, birçok sektörde olduğu gibi bizim için de erişim kolaylığı sağlayarak önemli bir rol oynadı. Özellikle pandemi süreci, satın alma alışkanlıklarımızı kökten değiştirdi. Optik sektöründe de benzer bir dönüşüm yaşandı ve tüketicilerimizle online satış kanallarımız üzerinden buluşmaya devam ettik. Pandemi sona ermiş olsa da bu yeni satın alma modeli hala baskın bir şekilde varlığını sürdürüyor. Dijitalleşme yalnızca bir satış kanalı değil; aynı zamanda markamızın tüketicilerle bağını güçlendiren bir araç haline geldi.
Bir lider olarak en çok hangi özelliklerinizin size avantaj sağladığını düşünüyorsunuz?
Hızlı tüketimin baskın olduğu bu yeni dünyada öngörüsü güçlü hızlı karar alabilen ve yeniliklere hızla uyum sağlayan liderlerin daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Ben de bu özelliklerimin, özellikle değişimlere hızlı adapte olabilme yeteneğimin, bana büyük avantaj sağladığını görüyorum. Ayrıca her koşulda olaylara pozitif bir bakış açısıyla yaklaşmak ve bu doğrultuda adımlar atmak, hem ekibime hem de iş süreçlerime olumlu bir şekilde yansıyor.
Bir iş kadını olarak size en çok ilham veren kişiler kimler?
Hayatımın her döneminde farklı ilham kaynaklarım oldu. Fakat bana en çok ilham veren kişi şüphesiz annemdir. Onun sonsuz sabrı, şefkati ve güçlü duruşu hayatım boyunca bana yol gösterici oldu. Onun sayesinde, hem iş hayatında hem de kişisel yaşamımda karşılaştığım zorluklara karşı daha güçlü ve kararlı bir şekilde ilerleyebildim.
Sizce girişimciler için markalaşma sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar nelerdir?
Markalaşma sürecinde hedef kitleyi ve onların ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirlemek, ardından doğru kanallar üzerinden onlara ulaşmak en önemli adımlardır. Bunun yanı sıra markanın rakiplerinden farklılaşması ve sunulan ürün ya da hizmet kalitesinin tutarlılığı da büyük önem taşır.
Değişen trendlere ayak uydurmak, tüketici alışkanlıklarını yakından takip etmek ve dijitalleşmeyi etkin bir şekilde kullanmak, markalaşma sürecinde başarıyı getiren temel unsurlardır. Aynca tüketicilerle duygusal bir bağ kurmak markanın uzun vadeli başarısında kritik bir rol oynar.
Ürün veya hizmetlerinizi geliştirirken en çok hangi unsur- doğru bir şekilde belirlemek, ardından doğru kanallar üze- lara dikkat ediyorsunuz?
Tasarım, üretim ve nihai tüketiciye sunulan hizmetin yanı sıra ürün kalitesinin korunması, büyük bir özen ve detay gerektiriyor. Bu nedenle tüm odağımız, bu süreçlerin her bir aşamasının titizlikle planlanması ve uygulanması üze- rinde yoğunlaşıyor. Benim de en çok dikkat ettiğim nok- talar, bu süreçlerin kusursuz bir şekilde ilerlemesi ve tüketicilerimize en iyi deneyimi sunabilmek.
rinden onlara ulaşmak en önemli adımlardır. Bunun yanı sıra markanın rakiplerinden farklılaşması ve sunulan ürün ya da hizmet kalitesinin tutarlılığı da büyük önem taşır. Değişen trendlere ayak uydurmak, tüketici alışkanlıklarını yakından takip etmek ve dijitalleşmeyi etkin bir şekilde kullanmak, markalaşma sürecinde başarıyı getiren temel unsurlardır. Ayrıca tüketicilerle duygusal bir bağ kurmak, markanın uzun vadeli başarısında kritik bir rol oynar.